24 Ağustos 2015

Bu bir başlangıç olsun .. :)

Şuan yatağıma oturmuş, önümde laptopum, bir yanımda kahvem diğer yanımda kedim. Şimdiye dek her zaman köpekçilerden oldum. Fakat bu bıdık bütün fikirlerimi yerle bir etti. :) Kediler hep nankör anılırlar fakat ihtiyacın olduğu an yanındadırlar. Dünden beri canım biraz sıkkın ve minnoş yanımdan bir dakika ayrılmadı. Kafam biraz dağılsın diye soğuk bir duş aldım, birkaç bölüm dizi izledim fakat pek yetmedi. Uzun zamandır yazmadığımı farkettim ve hemen buraya koştum. 

Bloğumun formatını değiştirmeyi ne zamandır düşünüyordum. Artık yalnızca ürün tanıtımı değil; paylaşmak istediğim her şeyi yazacağım. Kendime dair her şeyi. Bu bir başlangıç olsun.

Birkaç gün önce taşındım. Yeni ev, yeni soluk. Yeni düzenimi oturturken kanalımı aksatmamak adına bir kaç video stokladım. Önümüzdeki günlerde ışık alacağım ve çekimlerime öyle devam edeceğim. Her videomda farklı ışık olması gözüme pek profesyonel gelmiyor. Bundan sonra sürekli ışık kullanarak daha kaliteli işler çıkartmak istiyorum. 

Dün Instagram fotoğrafımın altındaki durum aslında canımı sıkan. Dönem dönem nükseden, benim için üzücü bir durum aslında. Blog yazmaya başlayalı iki sene oldu. Youtube’da video çekmeye başlayalı ise bir buçuk yıl. Son iki senedir kendimi bir şekilde dışarıya açmış durumdayım aslında. İki senedir, büyümemi, yaşadıklarımı, düşüncelerimi, zevklerimi bir şekilde denk gelen herkesle paylaşıyorum. Bu işe başlarken karşılaşabileceğim negatiflikleri göze almıştım. Ne yalan söyleyeyim, çok toz pembe bakıyormuşum. İnsan hep kötüye daha bir odaklanır. Onlarca iyinin arasındaki bir tane kötüye takılır. Sebepleri karakterden karaktere değişir belki fakat benimki; hep daha iyisini yapmak istediğimden. Aslında bu noktada da bir hatam var, farkında olup değiştiremediğim. Kötüye odaklanmak değil aslında, daha iyisini başarmak için yapılması gereken. İyi niyetli eleştiriye odaklanmak. Bu ikisinin ayrımını pek yapamıyorum maalesef. Kötüye canımı sıkıyorum. 

Konuyu eşmeli mi yoksa detaylandırmadan devam mı etmeliyim, bilmiyorum. Bir süredir birileri, birini taklit ettiğimi iddia ediyor. Ve bunu çok çirkin bir şekilde yapıyorlar. Dün de yine tekrar ettiği günlerden biri oldu maalesef. İnsanlara zayıf yönünü ne kadar gösterirsen o kadar üzerine gelirler. Biliyorum. Ama dürüst olmak istiyorum. Belki de buna üzüldüğümü çoktan farkettikleri için devam ediyorlar. Bilmiyorum. Bir süredir videolarımdaki hitabımı değiştirdim. Şimdiye dek herkes “Siz” diye hitap ederken; ben “Sen” demeye başladım. İlginç bir şekilde ilk videomda çok olumlu tepki aldıktan sonra ikinci videomda olumsuz yorumlar bastırdı birden. Bu konuda saygılı dille yazılmış olanlara cevap verdim. Diğerlerine ses etmek istemedim. “Sen” demeye başladım çünkü bana çok daha doğru geliyor. Ben şimdiye dek bütün takipçilerimle tek tek ilgilendim. Yalnızca videoların altındaki yorumlardan bahsetmiyorum. Mail üzerinden kendi özel problemlerini yazmış olanlarla bile, isteyerek, içlerinden bana yazmak gelmesine mutluluk duyarak, tüm samimiyetimle geri döndüm. Şimdi hiç yabana atılmayacak kadar büyük bir çoğunluğuyla sık sık haberleşiyoruz. Maille, telefonla, Snapchat’ten kısa videolarla. Fırsat bulabildiklerimle yüz yüze tanıştım. Hala görüştüklerim var. Ülkenin dört bir yanından, başka türlü hiç bir şekilde tanışma fırsatım olamayacakken; arkadaşlar, kardeşler, ablalar edindim. Git gide büyüyen bir aile edindim. Her biriyle bu samimiyeti yakalamışken ve her biri benim videomu tek başına izliyorken, bu samimiyeti videolarda da sağlamak istedim ve “Sen” demeye başladım. Sanki karşılıklı oturuyormuşuz gibi. Kimisi bu açıklamaya rağmen; “Takipçilerini önemsemiyorsun, olumsuz yorumlara rağmen hala “Sen” diyorsun. Bu kanal bizim için varsa hitabını değiştir” dedi. Bunu yazarken bana “Sen” dedi. :) Bu kanal takipçilerim için değil; hem onlar hem de kendim için var. Bu kanal, önce benim kanalım. 

İki sene içinde yaşadığım şehir; hayatımdaki insanlar; zamanla oturan yüz hatlarımdan dolayı, yavaş yavaş değişen tarzımdan dolayı dış görünüşüm ve pek çok şey değişti. 22 yaşımdan 24 yaşıma kadar pek çok şey değişti. Seneye 25. Nedense hep şöyle düşünüyorum; “Şimdi 24’üm, 25’e ne kaldı. 25’e ne kaldıysa 30’a ne kaldı!” :) Neyse ki minyon bir tipim, ufacık bir yüzüm var (Videolarda yanakların gazabına uğruyor olsam da, yüz yüze tanıştığım herkesin ilk tepkisi “E sen baya zayıfmışsın!” oluyor. :)). Umuyorum ileride bunun avantajlarını yaşayacağım. :) Hemen aşağıdaki fotoğraf, Mayıs 2015’te çektiğim bir videoyu editlerken Snapchat’te paylaştığım fotoğraf. :) Arkadaşlarım hatırlayınca hala gülüyorlar. :)




Açıkçası şu an daha iyi hissediyorum. Yazmak gerçekten çok iyi geliyor bana. Şimdi daha pozitif hissediyorken, az önceki konuya girip girmemek arasında daha da kararsızım. Fakat sanırım bu konuyla ilgili ilk ve tek olmak üzere bir şeyler yazmalıyım. 

Taklit ettiğimin iddia edildiği kişiyle yüz yüze tanışalı bir sene oluyor. Fakat bu süre içinde yalnızca bir kez görüştük, kahve içip sohbet ettik ve bir daha ne ben onu aradım ne de o beni. Yaptığı işe kesinlikle saygı duyuyorum, kaldı ki saygı duymanın opsiyonel olduğunu düşünmüyorum. Fakat sevmek, işte bu tercih meselesi. Karakteri, davranışları, yaşama biçimi benlik olmadığından; tipik anlatımla "o elektriği alamadığımdan" bir daha aramadım, sormadım. O da aynısını benim için hissetmiş olacak ki, ondan da bir tepki gelmedi. Benzetildiğimiz noktalara bakıyorum; kolye, küpe, basic t-shirt. Dün fotoğraftaki yorumlara verdiğim yanıt da buydu; ancak bunlar benzetilebilir zaten. Çünkü başka benzeyen hiçbir nokta yok. İşin canımı sıkan yalnızca iki noktası var. İlki; hayatıma almak istemediğim birine benzetiliyor olmak. Tekrar altını çiziyorum; saygı duymak ayrı, sevmek ayrı. İkincisi ise; yalnızca benzer noktaların bu kadar gündem yaratırken, benzer olmayan noktaların göz ardı ediliyor olması. Bu da bana çok saplantılı bir bakış açısı gibi geliyor. 

İtiraf edeyim, bir ara “Eğer o, arkadaşlar bunlar hiç hoş yakıştırmalar değil gibi basit bir yorum yapmış olsaydı; konu buralara kadar hiç gelmezdi.” diye düşünüyordum. Çünkü tüm bunlar bir başkasına benim için yapılsaydı; ben susmazdım. Hem de tanışıkken. İşte saygı ve sevgi ayrımı burada devreye giriyor. Sonra bundan keyif aldığını fark ettim. Çünkü yorumlar henüz gelmeye başlamışken, "Profilini göremiyorum, yorum yapmayayım." gibi bir cevap verdi. Nereden mi biliyorum? Çünkü onun fotoğraflarının altına, beni etiketleyip oradan da terbiyesizce yorum yapar oldular. Terbiyesizce diyorum; eski ilişkime, hayatımdaki insanlara da dil uzattılar. Tüm bunlara rağmen kayıtsız kalınırken, açıkçası iyi niyet aramak zor. 

Dönemsel popüler olan trendler için birilerini birilerine benzetiyor olmak da sağlıklı bir düşünce değil benim için. Bu benzetmeleri önceleri yaşça çok küçük olan, hatta daha aleni ifade etmek gerekirse çocuk takipçiler yapıyordu. Zira çocuk takipçiler, sahip olunabilecek en sıkı funlar. Fakat zamanla, profillerini incelediğim kadarıyla sahte hesaplar ve evli, çocuklu yada çalışan kadınlardan da bu yorumları yapanlar oldu. O noktada şaşırmadım desem yalan olur. Çünkü gelen yorumlarda videolarda kullanılan müziklerin bile taklit olduğu yazıyordu. Burada bir bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum; Youtube’un telif sıkıntısı yaşamamak adına, kullanıcılarına sunduğu belirli müzikler var. Ve her birimiz o arşivden müzikler kullanıyoruz. 

Kimse için kötü düşünüp, kendi etrafımda da kötü enerji barındırmak istemiyorum fakat yaşça büyük olanlar için söylüyorum; sanıyorum ki hayatlarından memnun olmayan insanlar onlar. Kötü enerjilerini bir şekilde kusmak istiyorlar ve çözüm olarak bu gibi mecraları seçmişler. Başka bir şey gelmiyor aklıma çünkü ben sevmediğim, hoşlanmadığım, haz etmediğim insanlarla görüşmüyorum, konuşmuyorum. Onları takip etmiyorum ve hatta kötü bir yorumda hiç bulunmuyorum. Ona vakit ve enerji ayırana kadar hayatımdaki insanlara ve işime odaklanırım diye düşünüyorum. 

Ama gel gör ki bu düşüncem Süslü Sözlük için böyle değil. Sözlük formatına bayılıyorum ve tabi ki takip ediyorum. Kendinle ilgili bir başlık olacak ve sen orayı okumayacaksın? Yeme beni! :) Orada da hakkımda iyi kötü pek çok şey yazıldı, yazılıyor. Bir dönem epey yüklendiler bana, sağ olsunlar. :) O dönem biraz canımı sıktım evet, çünkü aslında beni tanımayan ve yalnızca paylaştığım içeriklerden hakkımda bir takım bilgiye sahip olan insanların (o dönem için konuşuyorum) acımasız eleştiri yapmasına üzüldüm. Ama sonra oranın sözlük olduğunu hatırlattım kendime. Dünyanın en iyi futbolcusu seçilen Messi için bile "Kötü futbol oynuyor." denilen bir dünyada, bana mı eleştiri gelmeyecek. Kaldı ki ben de yapıyorum bunu başkaları için, işim için, yeri geliyor ailem için. Bunun bir geri dönüşü olmalıydı. :) Sonra orayı da kendime faydalı hale getirmeye çalıştım. Mesela ışık meselesi, ilk orada okuduktan sonra ciddi ciddi takıldı aklıma. Birisi yazmış; “Gün ışığı kullandığı için her videoda farklı ışık oluyor. İyi işler yapmak istiyor fakat önce ışığı halletmeli bence.” Kesinlikle! Eğer burayı okuyorsan; teşekkür ederim! :)

Bu arada sevgili sözlükçüler, geçen gördüğüm bir şeyi düzeltmek istiyorum izninizle. Birkaç ay önce Sigma beni Pro Partnerliğe davet etti. Ben de bunu gelen paketimin fotoğrafıyla Instagram’ımda paylaştım. Altına yabancı bir kız, nasıl Pro Partner olduğumu sordu. Ben de ona beni davet ettiklerini çünkü benim “professional cosmetics production management specialist” olduğumu yazdım. Değinmek istediğim nokta; bunu Youtuber olduğumu tanımlamak için yapmadığım. Ben Biyoloji Ana Bilim Dalı mezunuyum ve lisans eğitimim süresince “Kozmetik Üretimi” ve “Üretim Yönetimi” üzerine eğitimler aldım. Diplomamın ve bu eğitimlerin belgelerinin kopyalarını Sigma’ya gönderdiğimde de hemen kabul edildim. Kanalımda da her zaman ürün içeriklerine ve etkilerine değinmeye çalışıyorum. Çünkü bunlar üzerinde uzmanlaştım. Havamı da attım! :) Hahaha hayır hayır, senelerce okurken, şimdi yazdığım zamanki gibi kolay ve keyifli gelmiyordu. :)

Şimdi bir ara verdim de, ne kadar uzun yazmışım! Umarım buraya kadar okuyabilmişsindir. :) Bu arada ben bunları yazarken yorumlar hala devam ediyor olduğu için hepsini silmeye karar verdim. Çünkü o kadar çok çarpıtıldı ki yazdıklarım, söylenmeyen şeyler söylenmiş gibi lanse edilerek tartışma yaratıldı. Çözülmesi mümkün görünmediği için ben de iyi-kötü hepsini silmeyi tercih ettim.

Şimdi bu yazıyı yayınlayıp, mutlu hayatıma devam ediyorum. Sevgilimin ellerinden güzel bir kahve içemeye gideceğim. İşin tatsız kısımlarını atınca, benimle birlikte devam eden herkese; kocaman keyifli bir aile olduğumuz; her zaman beni ileriye taşıdığınız için teşekkürler! İyi ki varsınız!





EDIT 1: Yahu çok komik bir şey fark ettik az önce. Yukarıda kısaca bahsettiğim yorum tam olarak şöyleydi; "Eski ilişkisini de, onun sevgilisine benzer birini bulduğu için bitirdi. Ondan yol vermiştir." Yorumun alakasızlığını geçiyorum, profil gizli ve profil fotoğrafı erkek arkadaşımın yakın bir arkadaşının fotoğrafı! Yani hesap hem sahte hem de tanıdık birinden alınmış fotoğrafla! :))) 



EDIT 2: Sanmıyorum ki, Ikea’da arkadan çekildiğim o fotoğrafta, esmer bir kız olsaydım, siyah saçlarımı enseden toplamış ve halka küpeler takmış olsaydım, daha uzun boylu yada daha kilolu olsaydım; kimse bu benzetmeleri yapmayacaktı. Youtube’da video çeken (makyaj kanalı değil) ve her ikimizi de tanıyan iki arkadaşımın yaptığı yorum şöyleydi; “Ten renginizin, saç renginizin, boyunuz ve kilonuzun benziyor olması, insanları bu fikre yöneltiyor. Boy ve renk olarak zaten benziyorsunuz. Bir de tarzlar benzeyince, kimse karaktere yada içeriğe bakmadan bu yakıştırmaları yapıyor. Yoksa görüyoruz, aynı kolyeleri ve küpeleri kullanan, aynı saç modellerini yapan başkaları da var. Sana bu kadar odaklanılmasının nedeni yalnızca bu.” 

16 yorum:

  1. O kiiim sen kim :) sakın takma kafanı bunlara. Biz seni tanıyoruz biliyoruz ve seviyoruz. Keşke bahsettiğin "kişi" de seni kadar mütevazi ve hanımefendi olsa. Meyve veren ağaç taşlanır biliyorsun ;) sen çok güzel yerlere geldin geleceksin de, buna odaklan buna inan gerisi de tatlışlığının nazarı olsun. Sevgiler ;)

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Şule😊 Digerlerinden farkli olduğunu anlamak için bakmaktan biraz fazlasi gerekli ondandir bunca tantana inan😍😍 Videolarini ve onun videolarini gerçekten izleyen biri olarak soyluyorum ki amacin gerçek bilgilerle faydali olmaksa bunu sağliyorsun yaptigin işi para amacli yapmadigin belli sen zevk aliyorsan bizde aliyoruz.Lutfen hep boyle ol.Seni seviyoruz🙆🙆Yeni bi başlangictan bahsetmissin bu da benim yeni başlangıç şarkim 'micheal buble feelin good'

    YanıtlaSil
  3. Evet, sonuna kadar okudum ve yorum yapmadan geçemeyeceğim :) Bahsi geçen kişiyi de seni de ortalama aynı zamanlarda keşfettim youtube'da. Zaten video çekmeye başladığınız dönemler de hemen hemen aynı. Doğal olarak ikinizi de neredeyse aynı süredir ve sadece sosyal medya paylaşımlarınızdan tanıyorum. O yüzden düşüncelerimde tarafsız olabildiğime inanıyorum :)
    Bana kalırsa soğuk, samimiyetsiz ve zaman zaman ne yazık ki saygısız yorumları ile takipçi kaybettiği oluyor. Ben de onlardan biriyim. Evet, pek çok kişi artık youtube üzerinden para kazanır oldu ancak bunu yaparken aslında kendisine para kazandıranın takipçileri olduğunu unutuyor. Hem takipçi derdine düşüp hem de bu kadar umursamaz olmayı aynı anda nasıl başardığı hakkında bir fikrim yok. Ancak düşüncelerinde sonuna kadar haklısın.
    Sen her zamanki samimiyetinle inandığın yolda ilerlemeye devam et :) Çünkü sırf bu samimiyetini sevdikleri için seni takip eden insanlar var.
    Ayrıca eklemeden edemeyeceğim. Bu konuda şimdiye kadar hiç yorum yapmadım, elbette senin tercihin. Ama (muhtemelen alışılmışın dışında olduğu için) videolarda "Sen" diye hitap etmen benim de tuhafıma gidiyor :) Aslında bunun saygın bir hitapla alakası yok. Sadece "sen" diye anlattığında sanki videoyu tek bir kişi için çekmişsin gibi hissettiriyor bana. Ama videolarını izleyen 35 bin abonen hatta daha fazla insan var. Yani ne bileyim lisedeyken sınıfta bir konu anlatırken bile "siz" kullanıyorduk çoğul bir kitleye hitap ettiğimiz için. Üstelik arkadaşlarımızla en samimi olduğumuz, şakalaştığımız dönemlerdi.
    Tabi ki yine de tercih senin :) Ben her halükarda videolarını izlemeye devam edeceğim :)

    YanıtlaSil
  4. sevgili Şule .ben ikinizi de takip eden biriyim.hem de evli ve çocuklu tayfadan.:)Bu işin özü kullandığın ürün tavsiyesi ise onu artık o kız yapmıyor.O reklam yapıyor.bense merakla senin denemelerini paylaşmanı bekliyorum.Hayat üzülmeye değmez.o unutılan bir reklam yüzü olduğunda ,yaşı ilerlediğinde ve reklam alamadığında senin kemik dost kitlenle çooook güçlü kalmayı başaracaksın .sevgiler.Derya Tan

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Ben de ikinizi de takip eden biriyim. Benim de benzer şekilde altın kolyem, halka küpem ve onlarca basic tshirtlerim var. Ne yani şimdi ben de mi ona özeniyorum ya da herkes mi birbirini taklit ediyor? Dünya saçması bir yorum bunlar bence. Kaldı ki sana bu yakıştırmaları yapan insanlar eğer gerçekten ikinizin de videolarını takip ediyorsa hem karakter hem de videoların içerikleri açısından apayrı olduğunuzu keşfedebilmeliydi. Hayır zaten kimse kimsenin birebir kopyası olamaz(tek yumurta ikizleri bile böyledir) Kaldı ki madem bu kadar detaylı takip ediyorlar aranızdaki dağlar kadar farkı da anlamaları gerekirdi. Dolayısıyla ben de bunların kasıtlı olarak moral bozmak amacıyla yapılan çirkin yakıştırmalar olduğunu düşünüyorum.

    Dediğim gibi olay sadece iki küpe, bir kolye, 3-5 tshirt ile bitiyor olsaydı zaten sokaktaki binlerce kadın da o kişiyi kopyalıyor denebilirdi. Ha bu arada belki içlerinden bazıları ya da belki de kendisi "eh işte bu da onun/benim farkı bak sokaktaki herkes onu/beni taklit ediyor yihuuu" diyebilir. Ancak bahsi geçen eşyaların kullanımı son 3 senedir moda olmakla birlikte özellikle bu yıl iyice popülerleşti(less is more akımı da diyebiliriz). Bu yorumu bu kadar rahat yapıyorum çünkü Türkiye'nin en bilinen dört moda dergisinden birinde 6 senedir çalışıyorum; dolayısıyla bu konuya fazlasıyla hakim olduğuma güvenebilir herkes.

    Kıssadan hisse oldukça moda olan üç beş obje ya da stil ile birine, bir başkasını taklit ettiğini söylemek çok büyük saygısızlık ve bu kasıtlı bir durum bence. Dolayısıyla bütün bu olumsuz yorumları kulak ardı etmeni ve doğru olduğunu bildiğin yolda devam etmeni tavsiye ederim sana. Çünkü bu işlerin bu kadar içinde olmama ve sürekli makyaj/saç yapan birilerini istemsizce seyretmeme rağmen :)) videolarını izlemekten büyük keyif alıyorum. Umarım söylediklerimi dikkate alırsın ve moralini azıcık da olsa düzeltebilip sana bu konuda cesaret verebilmişimdir :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Merhaba Şule :) açık bir yorum yazmak istiyorum sana. Bahsettiğin taklit etme konusunu ilk kez süslü sözlükte okumuş ve çok da araştırmadan oradaki görsellere bakarak hak vermiştim. Daha sonra videolarını izlemeye başladım. Başta çok sıcak gelmemiştin bana ama zamanla keyif alarak izler oldum. Şimdi yazdığın açıklamayı okuyunca sana haksızlık yaptığımı düşündüm ve utandım. Sürü psikolojisine uyarak ben de aynı şeyleri düşünmüştüm ama her şeyde olduğu gibi bunda da dışarıdan görülmeyen noktalar varmış. Fazla uzatmadan şunu söylemek istiyorum, her ne kadar videoları bizler izleyelim diye çekiyor olsan da, bizden gelen yorumlara bu kadar takılma. Dediğin gibi, insanlar mutsuzluklarını sana nefret kusarak gidermeye çalışıyor olabilir, karakterleri oturmamış olabilir, iyi niyetli insanlar olmayabilirler vs vs. Ama bunların yanı sıra, yapılan olumlu yorumların da egonu artırmasına izin verme. Yani hayatını bizim yorumlarımıza göre şekillendirme, mutsuz olma. Bu kısacık hayatta kafana takmana değecek konular değiller bunlar. Umarım bundan sonra bu konu hakkında olumsuz yorum almazsın. Hayatında başarılar diliyorum, sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  8. Merhaba Şulecim,
    Yazını tek tek okudum, içini açarak iyi yapmışsın bence. İnstagramda gördüm ben de birkaç yorumu ne alaka benzetmeleri anlam veremedim bende saçma ve alakası yok. Sen kafana kimseyi takma boşver canım :)

    YanıtlaSil
  9. duyguyu taklit ettiğine dair yorumları bence duygu kendisi yapıyor. insanlar birini taklit ettiğini düşünseler bile bu kadar çirkinleşmeye gitmezler. kaldı ki duygu bırakın giyim tarzını jest ve mimiklerle bile yabancı youtuber ları taklit ediyor. video aralarında birşeyler yemesi bile hep favori olarak gösterdiği youtuber ların yaptığı hareket. duygunun favori olarak gösterdiği youtuberları izlerseniz onları ne kadar çok taklit ettiğini görüp bana hak verirsiniz.

    YanıtlaSil
  10. Merhaba Şule hanım,
    Makyaj yapmayı pek sevmeyen biri olmama rağmen videolarınızı keyifle izliyorum. Bence bu işi yaparken samimi ve doğal olan birkaç kişiden birisiniz. Sayenizde öğrendiğim birçok şey de oldu, buradan bir de teşekkür etmiş olayım :)
    Ayrıca sizi Taksim'deki malum kafede bazen görüyorum. Tıpkı videolarınız da olduğu gibi içten ve mütevazi tavırlarınız olduğunu farkettim (Lütfen yanlış anlamayın, ister istemez uzaktan gözlemliyor insan, sanki bir tanıdığı görmüş gibi oluyor). Kısacası kimseyi taklit ettiğinizi düşünmüyorum, bence olduğunuz gibi, içinizden geldiği gibi davranıyorsunuz. Lütfen yapılan terbiyesizlikler için canınızı sıkmayın. Doğru bildiğiniz şekilde bize paylaşım yapmaya son hız devam edin :)) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  11. canım şulecim hiç üzülme biz seni biliyoruz başkalarının ne söylediği hiç umrunda olmasın. Çok başarılısın başarılı olmaya da devam edeceksin biliyorum. Biz seni çook seviyoruz

    YanıtlaSil
  12. Merhabalar, kanalını ilk izlediğimde tip olarak andırıyor demiştim. Ama bunun nedeni ilk olarak onu izlemiş olmam. İlk seni izleseydim belki tip olarak onu sana benzetirdim. Yaptığınız iş aynı, sonuç olarak bir çok ortak noktanın da var olması çok doğal değil mi? Ülkemizde belirli markaların ürünlerinin giyildiğini varsayarak kıyafetlerin ve tarzında benzemesi çok doğal. Ama izleyenler bilir ki ikinizin de kanal içerikleri makyaj tarzları çok farklı. Bu olaylar seni asla üzmesin daha da kamçılasın. İşini profesyonel bir şekilde yapmana sebebiyet versin. Sen güzel bir yoldasın asla takılmadan daha güzel yazılarla ve videolarla bize keyifli vakit geçirtmeye devam et. Şunu unutma ki demek ki doğru bir iş yapıyorsun ki taşlanıyorsun.Moralini bozmadan vloglarınıda devam ettirerek yoluna devam. Kocaman Sevgiler

    YanıtlaSil
  13. Senin videolarini yeni kesfettim sayilir, ilk izledigim videonun sonunda "kendine iyi bak,hoscakal" diyordun gercekten hosuma gitmisti daha sonra baya bir videonu izledim begenerek Şulecigim (benzetmek aklimin ucundan gecmedi yani o kisiyi ben bir yildir takip ediyorum)

    YanıtlaSil
  14. Senin videolarini yeni kesfettim sayilir, ilk izledigim videonun sonunda "kendine iyi bak,hoscakal" diyordun gercekten hosuma gitmisti daha sonra baya bir videonu izledim begenerek Şulecigim (benzetmek aklimin ucundan gecmedi yani o kisiyi ben bir yildir takip ediyorum)

    YanıtlaSil
  15. Çok içten gerçekten. Çok samimisin tebrik ediyorum seni. Böyle çirkin, basit benzetmelere kulak asıpta kendini yıpratıp, üzmemelisin. Gerçekten başarılı ve gelecek vaad eden sayılı kişilerdensin kesinlikle. Bir daha ki videoda görüşmek dileğiyle. Dipnot: sabırsızlıkla bekliyorum! :)

    YanıtlaSil
  16. Sevgili Şule,

    Yazdıklarının hepsini okudum. Seni uzun zamandır beğenerek takip ediyorum. Ne kadar da içtensin. Bence dinleyicilerine sen diye seslenmen çok da güzel olmuş. Gelen eleştirilere lütfen hiç ama hiç takılma. İlk günden beri sürekli kendini geliştirerek devam ettin. Bu gibi durumlarda devamlılık sağlayanlar kazanır. Sen özgünlüğünü, güler yüzlülüğünü koru o kadar. Gerisi için o güzel canını üzdüğüne değmez.

    Sevgiler,
    Cansu

    YanıtlaSil